Nedeni Anlaşılamayan Ağrılar

Ağrı, gerçek veya potansiyel doku hasarıyla ilişkili veya buna benzeyen, hoş olmayan duyusal ve duygusal bir deneyimdir. Ağrı her zaman biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerden etkilendiği için kişiseldir.

Vücudumuzda tehlikeyi algılayan 2 ana tip sinire bağlı ağrı reseptörleri vardır. Biri sinyali hızlı bir şekilde ileterek keskin, ani bir ağrıya neden olur. Bu tip ağrılar genellikle bir hastalığın habercisidir. Böbrek taşı, safra taşı, beyin kanamasından kaynaklı baş ağrısı gibi. Diğeri ise sinyali ağır bir şekilde ileterek donuk, zonklayan bir ağrıya sebep olur. Ağrı sinyali beyine ulaştığında, sinirlerin gönderdiği bilgileri daha önceki deneyimlerinizi, beklentilerinizi ve kültürel sosyal normlarınızı dikkate alarak ölçütler. Bu da, insanların aynı ağrıya, neden çok farklı tepkiler verdiklerini anlamamızı sağlar. Bu ağrı sinyallerinin ulaştığı ve işlendiği kısım olan, beynimizde bulunan Talamus ayrıca ruh halinizin nasıl olacağına ve uyarılmamızı sağlar. Bu da ağrıyı algılamamızın, neden kısmen zihinsel durumunuza bağlı olduğunu açıklamaya yardımcı olur.

Girişimsel ağrı tedavisi; genellikle kronik ağrı dediğimiz, normal iyileşme süresinden uzun süren, kronik bir sağlık durumuyla birlikte ortaya çıkan ya da uzun süredir bir sebebe dayandırılmayan ağrıların tedavisinde kullanılır. Kronik ağrı sürekli ya da aralıklı hissedilebilir. Böyle bir ağrının varlığı, günlük yaşamı çok etkilemektedir. Öyle ki bazen çalışamayacak, düzgün yemek yiyemeyecek, fiziksel aktiviteye katılamayacak veya hayattan zevk alamayacak kadar etkileyebilir.

Maalesef tıptaki bütün ilerlemelere rağmen, halen kronik ağrıların bir kısmının nedeni anlaşılamamaktadır. 

Ancak ağrı kliniğimizde tanı koydurucu çeşitli sinir blokajları ile bu hastaların ağrılarının dindirildiği gibi, kaynakları ortaya konularak tanı ve tedavide yardımcı olunabilir.